Pusulayi Sasiran Turk Solu!
Yobazlar ve seriatcilik, her noktadan örgutlenmis, kadrolasma,
mali guc, demagoji ve siyasi manevralarla bizi kusatiyor.
AB ve ABD'nin cikarci, benmerkezci, tek yönlu dayatmalari
ve bakis acilari ortada… Gecim dertlerinin ortasinda,
halkimizin nasil bir caresizlige ve siyasi tercih kararsizligina
itildigi ortada. Peki, ne beklersiniz? Karanlikla mucadele
adina bu ulkede sol-sosyal demokrat-Kemalist tum kesimlerin,
"genis ortak paydada", ittifaklar kurmalarini,
aralarindaki surtusme konularinda provokasyona yeltenmemelerini
ve diyalog icin somut adimlar atmalarini, degil mi?
Cunku aksi takdirde "bu ulke elden gidiyor"
feryatlarinin hicbir inandiriciliginin kalmayacagini
biliyoruz… Peki bakalim durum öyle mi?
***
CHP, solun "agabey"ligini, toparlayiciligini
yapmasi gereken ana partisi, yakin gecmisinde yer alan
onca secim hizmetinden hic ders almadigini kanitlarcasina,
DSP ve SHP ile yapici görusmelere yanasmiyor. Sezer
ve Karayalcin, karsilastiklari bu tavri halkla paylasarak,
CHP'nin bu konulardaki bozuk sicilini tekrar gundeme
getirmis oluyorlar (Zaten kendi sicilleri de daha iyi
degil ya! Ama onlar hic olmazsa, "bugun diyaloga
acigiz, ders aldik" diye savunma yapabilirler)
CHP'liler ise, yalniz birbirlerini ikna eden mantiklarla
"efendim birlesecekler idi ise niye ayrildilar?",
"bunlar milletvekilligi pesinde", "%1-2
oylari olan partilerle neden uzlasma arayayim"
gibi inciler dökturuyorlar ortaya… O bir-iki puanla,
onca milletvekilliginin oy degistirebilecegini bir yana
birakalim, kuskun ve kararsizlarin bu yolla en az on
puan oyunu kazanacaklarini göremiyorlar… Ayni CHP'nin
komisyon uyelerinin de katilimiyla, İstanbul Buyuksehir
Belediyesi AKP, CHP, ANAP uzlasmasiyla, bundan böyle
ickili yer bölgelerini Belediye Meclisleri belirleyecek,
"kirmizi sokak" uzlasmasi(!) devreye girecek.
Neymis, "muktesep haklar" korunacakmis. Geciniz
efendim! Bu utanc vesikasini, bir CHP İstanbul milletvekiline
sordum. İstanbul CHP İl Baskani ve komisyon uyelerinin
faaliyetleriyle ilgilenmedigini ve aralarinin zaten
acik oldugunu anlatti… İyi guzel siz ic kavgalarinizi
yaparsiniz da bu sonuclar partiyi ve onun ötesinde tum
ulkeyi baglayan gizli, keskin virajlar, ona ne yapacagiz?
Adini "10 Aralik Hareketi" koyan Suleyman
Celebi ve DİSK cikisli bir sol arayis var. Darilmasinlar,
aralarinda onca sevdigim, yillardir beraber mucadele
ettigimiz arkadas mevcut, ama o sacma sapan görusleri,
onca istisare ve toplantidan sonra, 1 Nisan sakasi olarak
mi ortaya koydular? Lutfen gulmeden dinleyin: Siyaset
dine baski yapmamaliymis, gerekli hukuki degisiklik
yapilarak universitede turban, uzlasmayla serbest birakilmaliymis,
AKP hukumetinin kendi döneminde yapilan yasal degisiklikler
olumluymus ve gelistirilmeliymis… Bu ve bunun gibi corbaya
dönmus ve sola nifak tohumu gibi dusen, uzlasma ve dayanisma
arayislarini cöpe atan akil almaz "radikal"(!)
fikirler… Helal olsun size… Ama, durun bu da yetmemis,
hareketin "sözculerinden" Prof. Burhan Senatalar
"Musluman sol" hareketine de "sicak baktiklarini"
aciklayarak, "ittifak" arayislarina adrenalin
vermis. Ne diyelim? Kendisine de, bu "harika"
yeni formulun muciti eski CHP'li Ertugrul Guney ve kapatilan
eski Fazilet Parti milletvekili Mehmet Bekaroglu'na,
tebriklerimizi sunalim! Gecmiste, kendi Baskan adayligimdan
önce de, Sn Gunay'in adayligina bu nedenlerle hicbir
zaman sicak bakmamis ve o gunlerde Hasan Fehmi Gunes'i
desteklemistim…
Her ne kadar bu dusunceden uzak olsalar da, laiklikle
ilgili dev sorunlari bence okuyamayanlar arasinda, eski
önemli sol tufeklerimiz de var. "N'olacak bu ulkenin
hali?" sorularina yapici yanitlar arayan sosyal
demokrat dostlarla yaptigimiz bir toplantida sevgili
Bozkurt Nuhoglu, "Turban yapay bir gundemdir, tek
sorun Amerikan emperyalizmidir" diyerek benimle
bu konuda ayristigini genis toplantida israrla acti
… Ve inanin bana, yalniz kalmadi! Bu cok solcu, CHP'nin
laiklik cikislarina neredeyse Bulent Arinc gibi yorumlar
getirebiliyor! (Benim İslami yorumum söyle: "Fesupanallah")
***
Kritik 2007 yili diyoruz… Dayanisma diyoruz… Diyalog
diyoruz… Bu saydiklarim yetmiyor, sonra yeni bir "Turkiye
Barisini ariyor" adi altinda "Kurt Sorunu"
na cözum arayan bir konferans duzenleniyor. Her zamanki
gibi kendini "Kemalist" olarak tanimlayan
hic kimse cagrilmamis. Eh, böylesine rahat ve basibos
bir ortamda da, Yasar Kemal cikip "gerillanin adini
terörist koyduk" diye bir demec verebiliyor! O
toplantiyi duzenleyenlere sorarim: Yekta Gungör Özden'i,
Vural Savas'i, İlhan Selcuk'u dinlemeye cesaretiniz
var mi? O aciklik olmadan, bu toplantilar bir sonuca
varamaz.
İste böyle sevgili okurlar, rakipler saflarini siklastirmakla
mesgul. "Solcu"lara ise Allah akil, fikir
versin! Ne dersiniz?