TARIHE YOLCULUK - 3
BOGOMILLER = HAKDOSTLARI
Bundan onceki bolumlerde gordugumuz gibi, eski Anadolu
dininden olanlar Bizans doneminde 3 kez surgun edilmislerdi
1) İV. Konstantin zamaninda 678-685
2) Divrigi Kalesi dustukten sonra 873-874
3) 970 yilinda Surgun yerleri Bati Anadolu ve Trakya'daki
Filibe, Rodop bolgeleri idi.
Bizans İmparatoru adina Divrigi Devleti ile baris
gorusmelerinde bulunan Sicilyali Peter, raporunda,
Krizoher'in Trakya'da surgunde olan Anadolu dini topluluguna
dervisler gonderdigini yaziyor. Demek ki bu din mensuplari
arasinda iliski devam etmis.
Bogomili adindaki Anadolu dini dervisinin faaliyetlerinden
endiselenen Bulgaristan Cari Peter (927-969), Ortodoks
Patrigi'ne mektup yazarak onu uyardi.
Balkanlardaki surgun Anadolu dini mensuplari, bu
kisinin adi ile BOGOMİLLER olarak tarihe gectiler.
Bulgarca bir sozcuk olan Bogomil'in anlami HAKDOSTU'dur.
977 tarihinde Papaz Kosmas yazdigi bir risalede Hakdostlari'ni,
Bizanslilarin yapmakta oldugu gibi ve sonradan Osmanlilarin
da Alevilere yapacaklari gibi, sapiklikla sucladi
ve Ortodoks Kilisesi'ni onlem almadigi icin elestirdi.
1045 tarihinde Otumius (Euthymius) Bizansli yetkililere
gonderdigi unlu mektubunda, Hakdostlarinin yola giris
torenlerini ayrintili olarak anlatti. Bu toren, Alevilerin
ikrar cemi ile cok buyuk benzerlik gostermektedir.
Mektuba gore, nefeslerin okundugu bir toren ile ikrar
vererek yola giren talip, ancak uzun bir egitim doneminden
sonra inanisin ozune ulasabiliyordu. Yani bir cesit
ayin-i cem tarif ediliyor.
Hristiyanlik ogretisini yasadigi donemde en iyi bilen
din adami olarak taninan Ziebenus'un yazdiklarina
gore, Hakdostlari, ikrar cemi ile yola aldiklari taliplere,
ilk asamada, kendilerinin Hristiyan olduklarini soylerlerdi.
Ancak ilerleyen asamalarda, talibin egitim ve olgunluk
duzeyine uygun olarak, sirlar kendisine aciklanir,
kiliseye ve Ortodoks inancina ait ne varsa terk edilirdi.
Ama tum Hakdostlari, her yerde, kendilerinin gercek
Hristiyanlar olduklarini beyan ederlerdi. (Takiye).
Hakdostlari, kendi inanislarinin aslini, ehil olmayan
kendi yandaslarina bile aciklamamislardi. Bizanslilara
gore bu sapkinlar, Anadolu'daki aliskanliklarini surgunde
olduklari Trakya'da da devam ettiriyorlar, dinsel
torenleri esnasinda mumlari sondurerek cinsel sapkinliklar
yapiyorlardi.
İmparator İ. Aleksios Komnenos'un (1081-1118) kizi
Anna Komnenos, babasinin donemini anlattigi kitabinda
Hakdostlari'ndan soyle bahseder:
"Hakdostlarinin sapik inanci hakkinda tam
bir aciklama yapmak isterdim ama, guzel Sapho'nun
dedigi gibi 'Utanc beni engelliyor'. Cunku her ne
kadar tarihci isem de, ben bir kadinim... Hakdostlari
sapkinliginin tam bir aciklamasini yazmak icin duydugum
istege ragmen, dilimi kirletmemek icin bundan geri
duruyorum."
(Anna Komnena, Alexiad, Malazgirt'in Sonrasi, İnkilap
Kitabevi 1966, sayfa 510)
Bizans, icinde bulundugu durum dolayisiyla, 11. Yuzyil
boyunca, Bogomil inancinin Balkanlar'da genislemesinin
onune gecebilecek onlemler alamadi. Cunku Bizans bu
cagda kuzeyde Pecenekler ve batida Normanlar ile surekli
savas halinde idi ve Malazgirt'te de yenilmislerdi.
50 yil icinde 13 imparator degisti ve uzun donemli
siyasetler uygulanamadi.
Bogomiller Balkanlar'da mutevazi bir sekilde inanclarini
yasiyorlardi. İktidar ve devlet arzulari yoktu.
"Gecekten o zamana degin bu halk, ulkesinde
kendi halinde yasamakta idi ve henuz ne talana, ne
de baska bir eskiyaliga koyulmustu...
Ama Bizans'i korkutan bir sohretleri vardi. Divrigi
devleti, Karbeas ve Krizoher (Battal Gazi) bir karabasan
gibi akillardaydi. Onun icin Bizans İmparatoru İ.
Aleksios, onlarla dogrudan savasi goze alamadi.
"Bu adamlarin yamanligini, ayrica savaslarda
ve catismalarda gosterdikleri gozupekligi bildigi
icin, İmparator, (uzerlerine yururse) onlarin umutsuzluga
duserek korkunc bir karsilik tasarlamalarindan korkuyordu...
Bu korku icindeki imparator, Hakdostlarinin ileri
gelenlerini dostluk gosterisi icinde bir solene davet
etti ve gelenlerin kimini katletti, kimini zindana
atti. (İlerde, 1240 yilinda Anadolu Selcuklu Sultani
İİ. Keyhusrev de, ortada hicbir sey yokken, Anadolu
Bogomillerinin (Kizilbaslarin) onderi Baba İlyas'i
katlederek Babai ayaklanmasina zemin hazirlayacakti.)
Anna, babasinin yaptigi bu haksiz uygulamalari anlatmaya
soyle devam ediyor:
"...ardindan onlarin mallarina el koydu ve...
askerlerine dagitti. Yapilacak son isle gorevlendirilenler,
tutuklularin kadinlarini evlerinden almak uzere cikip
ise koyuldular ve kadinlari ic kaleye kapattilar...
(Anna Komnena, Alexiad, Malazgirt'in Sonrasi, İnkilap
Kitabevi 1966, sayfa 179)
Bu saldiri uzerine Bogomiller Traulos onderliginde
ayaklandilar ve Bizans uzerine akinlar yapmaya basladilar.
İmparator, Traulos'a mektup yazarak baris istedi.
Ama Hakdostlari, ona guven duymuyorlardi. İmparator
bu defa Hakdostlari icinden adam satin alarak isyani
durdurma taktigi uyguladi. Kizi Anna bu taktigi soyle
anlatiyor:
"...(İmparator), askeri harekat yerine peygamberce
bir savasa giristi... (Bize donenler icinde) en onemli
kisilere buyuk armaganlar verildi. " (sayfa 474-477)
İmparator, İstanbul'da gizli bir Bogomil ocaginin
varligini ogrendikten sonra bu ocagin taliplerinden
Diblatius'u tutuklayarak iskence ile konusturur ve
ocagin mursidinin Basil adinda ihtiyar bir adam oldugu
anlasilir. Aleksios'un casuslari, İmparatorun hak
yoluna girmek arzusunda oldugunu soyleyerek Basil'i
saraya davet ederler. İmparatorun kizi Anna anlatmaya
devam ediyor:
" (İmparator, Basil'e : 'cok saygideger babamiz,
... senin erdemine hayranim; sen yuce din adaminin
bana kendi ogretisini anlatip ogretmesini icten dilemekteyim.
(sayfa 508)
Anna'nin anlattigina gore, Basil, İmparatora "comez"
muamelesi yapar, tum kilise orgutunu ve yonetimini
yerin dibine batirir, Ortodoks inancini kotuler, kiliseleri
"cinlerin tapinagi" olarak niteler ve "(İsa'nin)
bedenini ve kanini kutsayan (ekmek-sarap) torenini
ahmaklik" olarak niteler. (sayfa 508)
Basil zindana atildi, ocagin 12 hizmetlisi (Anna'ya
gore Apostolos=Resul) bacilari ve ulasilabilen talipleri
tutuklandilar.
Din bilgini Ziebenus'un anlattigina gore, Basil,
15 yil ocakta egitim gordukten sonra mursit olmustu,
40 yildir ocagi yonetiyordu, doktordu, tutuklandiginda
70 yasindaydi.
Ona yolundan donmesi halinde bagislanacagi sozu verildi
ve dunya nimetleri teklif edildi. Yine Anna anlatiyor:
"..Basil donmedi ve egilmez gercek bir Hakdostu
olarak kaldi; onun ateste yakilmakla ve baska iskencelerle
tehdit edilmesi bosuna oldu. ...İmparator onu sik
sik (zindandan) yanina getirtti ve dininden donmeye
tesvik etti; o ise, her kez, imparatorun israrina
duyarsiz kaldi." (sayfa 509)
Sultanahmet Meydani'nda odun kutukleriyle buyuk bir
ates yakildi. Bir de hac dikildi. Basil'e, son ana
kadar hacin yanina yurumesi ve atesten kurtulmasi
icin firsat verildi.
Basil uzun boylu ve inceydi. Beyaz biyiklari ve sakali
vardi. Bu yasli adam hacin oldugu tarafa bakmadi bile.
Kendini dimdik oylece atese birakti.
İstanbul'da Hakdostlari'na yonelik vahset Basil'in
diri diri yakilmasi ile sinirli kalmadi. Urfali Mateos
onlara yapilan mezalimi soyle naklediyor:
"Bu zamanda İstanbul'da aslen Romali bir
rahip olan menfur bir Rafizi turedi... dindar bir
sehir olan İstanbul halkinin ufak bir kismini bu Rafizilikle
kirletmisti. O, hatta imparator Aleks'in annesini
de bu Rafiziligin icine almisti... Dindar imparator
Aleks, Rafiziligin basi olan adami ateste yakmak suretiyle
idam ettirdi, taraftarlarindan 10,000 kisiyi de okyanus
denizinde bogdurdu."
(Urfali Mateos Vekayi-namesi 952-1139 ve Papaz Grigor'un
Zeyli 1136-1162,
Ataturk Kultur, Dil ve Tarih Yuksek Kurumu Turk Tarih
Kurumu Yayinlari 3.Baski, 2000, sayfa 175
Bu vahset M.S. 1111 yilinda İstanbul'da yasandi.
(Erdogan Cinar, Aleviligin Kayip Bin Yili, 325-1325,
Kalkedon Yayinlari sayfa 80-90)