Gercek Ilim
Alevi Birlikleri Yayin Organi

AnaiayfaForumYazarlarSiirlerDeyislerArsivTanitimIletisimLinkler
 

Biz Kimiz?
Ilk Kurucular
Alevilik Nedir?
Aleviligin Kurumlari
Guzel Sozler
Hz. Ali'den Ozdeyisler
Kirklar Meclisi

Alevilikte
 

On Iki Imam
Dort Kapi Kirk Makam
On Iki Hizmet
Dedelik Makami
Post Dedesinin Vasiflari
Cem
Musahiplik
Muzik
Dar
Duskunluk
Semah
Dualar
Edebiyat
Kerbela Vakasi
Kerbela ve Takvim
Kerbela Mahser Gunu
Yedi Ulular
Kutsal Gunler
Kurban
Hizir Kulturu
Oruc - Namaz
Cenaze
Nikah
Kadin
Genclik

Hukuk Kosesi
  Aile Birlesimi
Emeklilik
Onemli Linkler
  Alevi Yol
Dr. Ismail Engin
Cem Vakfi
Cem Radyo
Alevi Bektasi Federasyonu
HDF Almanya
Pirsultan.net
Yazarlarimiz
 

Muhiin Cevahir
Zulfikar Yalcinkaya
Ali Sefa
Musa Dikman
Hatice Eldeniz
Haydar Oztoprak
Ali Yakar

Konuk Yazarlar
  Ali Serdar Polat
Murtaza Demir
Ahmet Altan
Ismail Onarli
Mustafa Tosun

Metin Gulbol
Seyyit Miktat Guler
 


Aleviler ve Sol

Alevilerden söz edildiği her yerde neredeyse adet olmaya başladı. Laf hep dönüp dolanıp Sol ve Aleviler tartışmasına geliyor. Kimi soldan Alevilerin uzaklaşmasının ne kadar hayırlı olduğunu bize anlatmak için uğraşıp dururken, kimide bu açılan aranın hepten bir uçuruma dönüşmesi için sabah akşam dua etmekte.

Aleviler ile solun arasının açıldığı bir gerçek. Ancak bu açılan aranın birilerinin istemiyle olmadığı da bir başka gerçek. Aleviler 1960 öncesi gibi artık tek bir sosyal çevre değiller. Göçler ile Alevilerin sosyal bütünlüğü bozuldu. Artık günümüzde her sosyal çevre içinde bir Alevi’ye rastlamak olanaklı.

Dinsel bağlamda yan yana duran, ama sosyal konum gereği bir biri ile çelişen çıkarları temsil eden, farklı siyasal ve ideolojik tercihler içinde olan Alevilerin olması çok doğaldır. Bunda şaşıracak bir şeyde yok. Sağdan sola her parti ve siyasal görüşten Alevinin olması anlaşılır bir şeydir. Aynı şekilde Alevi örgütlenmeleri de buna göre farklılık içinde olabilirler. Bunu anlamak pek zor değil.

Sola yakın duran, Sosyal Demokrasi ile ilişkide olan Alevi örgütlenmeleri olabileceği gibi, sağa yakın ve sağ politikalardan yana Alevi örgütlenmelerde olacaktır ve vardır. Ancak Alevilerin 1960’dan bu yana sola olan yakınlığının izleri tamamen silinmediği için olacak ki; Sola yakın Alevi örgütlenmeleri tavrını açıktan ortaya koyarken sağ eğilimli ve sağa yakın Alevi örgütlenmeleri biraz “utangaç” davranıp, sürekli solculara çatarak ve onların Alevilerin başına dert olmasından söz ederek kendilerini ifade etmeyi yeğliyorlar.

Çocukluk hastalığından kurtulamayan Türkiye Solu, tüm Türkiye’ye olduğu gibi Alevilere yaklaşımında da hatalar yaptı. Bunları açık yüreklilikle söylemekte bir sakınca yok. Ancak şunu da hiç unutmayalım ki bugün Alevilerden oy isteyen bazı partilerin geçmişteki gençlik örgütleri ( o gençlik örgütlerinde yetişmiş bir çoğu aynı partilerin günümüzün politikacıları) Alevileri katletmeye çalışırken o “yaramaz solcu çocuklar” Alevilerin yanında onlarla birlikte öldüler.

1970’li yılları bilenlerin acısını deşmek istemem ama bazen acılarımızı anımsamak öğretici oluyor. Kahramanmaraş, Çorum ve diğerler şehirlerde yaşananlar henüz belleklerden silinmedi. Bu olaylardan söz etmek çok da uzak bir geçmişten söz etmek değil. Hadi diyelim bunları unuttuk, peki Sivas’ı, Gazi Makalesini de mi unuttuk.

Şimdi bazıları hemen “Eğer solcular olmasaydı bunlar başımıza gelmezdi.” diyeceklerdir. Onlar neler demiyorlar ki. Bunu da derler çünkü herkesi kendileri gibi belleği zayıf sanıyorlar ve Alevileri kandırmayı adet edindiler.

Diyelim ki bu savlarında haklılar. “Solcu yaramaz çocuklar” olmasaydı bunlar başımıza gelmezdi. Peki bu solcu çocuklar ne zamandan beri var bu ülkede ve bu solcular olmazdan önce Aleviler gül bahçesinde miydiler ?

Elbette değillerdi. Bunu herkes gibi onlarda biliyorlar. Şimdi az eğri oturup doğru konuşalım. Alevi örgütlenmelerinde yer alan ve bu örgütlenmeleri gerçekleştirenlerin çoğu demokratik kitle örgütleri ile ilk kez sol örgütlerde tanıştı. Oradan öğrendiklerini Alevi örgütlenmelerine taşıdılar. Alevilerin seslerinin kısmen gür çıkmasında bu örgütlenmelerin hiç mi payı yok.

İşin bir başka gerçeği ise; 1960’dan bu yana dolaylı yada dolaysız, sol ile aleviler arasında adı konmamış bir ittifak oluştu. Muhalif iki kesimin bir biri ile dayanışması da diyebileceğimiz bu ittifak içinde, ilişkinin doğası gereği bir birinden aldıkları gibi verdikleri de oldu.

Sol, Aleviliği ne kadar etkilediyse o kadarda Alevilikten etkilendi. Bir birilerini geliştirdikleri gibi bir birilerine çelmede taktılar. Bu ittifakın vardığı son noktada, her iki kesimin kendi payına düşen değerlendirmeyi yapması çok doğaldır. Bu yapılıyor da. Bu değerlendirmenin sağlıklı bir zemine ulaşması, geçmişi nesnel değerlendirmelerle olacaktır. Geçmişteki ilişkinin doğasıyla hiç bir ilintisi olamayan karşılıklı suçlamalar ve gereksiz polemikler bir kenara bırakılacak olursa, her iki kesimin bir biriyle ilişkisi doğru bir zemine oturacaktır. Şimdiden belli olan ise; bu ilişkinin eskisi gibi olmayacağıdır. Geçmiş ilişki biçimini isteyen veya özleyenler olsa da bunun artık gerçekleşme olasılığı yok.

* * *

Seçimler yaklaştıkça her zaman olduğu gibi, Alevi oyları ve Alevilerin solla ilişkileri tartışılmaya başlandı. Bir Alevi örgütlenmesi demokratik tavrını açıklayınca bildik tartışma yine başladı. Bu bir çırpıda yönlendirme oldu.

Demokratik Kitle Örgütleri aynı zamanda kitlesini yönlendirme hakkına sahip değil midir? Alevi örgütlerinin tarafsızlığı mümkün müdür ? Tarafsızlık dediğimiz şeyin kendisi zaten bir taraf olmak değil midir ?

Soruları çoğaltıp yanıtlar aramak sıkıcı olabilir, ancak burada hemen şunu belirteyim: Dikkat ettinizse kimse Sünnilerin oylarının nereye gideceğini tartışmıyor. Sünni örgütlenmeleri de bir yönlendirme içinde. Bizce bunun yadırganacak bir yanı yok. Çünkü; örgütlenmelerin bir amacıda birlikte hareket etme yeteneği geliştirmek içindir.

Yadırgadığımız şey Alevi örgütlenmeleri bir görüş açıkladığında hemen koro halinde “Aman ne ayıp!” diyenlerin çıkıyor olmasıdır ki bunu anlamakta zorlanıyoruz. Yıllardır Nakşibendilerin, Süleymancıların oyları nereye aktı neden kimse çıkıp siz neden hep sağa oy veriyorsunuz bir sol partiye de oy verin bu demokratik bir tutum değil demiyor...

Ama mantık şu: Aleviler aydın insanlar olduğundan onlara deme hakkımız var. Diğerleri yobaz, gerici, dinci onlarla konuşmak anlamsız. Bu noktada, bu mantığı geliştirenlere katılıyoruz. Aleviler gerçekten aydın insanlar, yüzünü aydınlığa dönmüş insanlar. Her aydın insan gibide ne yapacağını bilen insanlar. Siz gönül rahatlığı ile istediğinizi söyleyin ve demokratik bir ortamda tartışalım. Sizden de öğreneceklerimiz olacaktır. Ama şunu da asla unutmayın; biz aydınlığımızla ne yapacağımızı hangi karanlığı aydınlığımızla yok edeceğimizi çok iyi biliyoruz.

Hasan Kaya

 
 
Dedeler
 


Izzettin Dogan

Sinasi Koc

Haydar Samut

Niyazi Bozdogan

Kamber Kutlu

Ismail Aslandogan

Mahmut Doganoglu

Mustafa Aklibasinda

Veliyettin Ulusoy

Dernekler
 

Lubeck Alevi Kultur Burosu
HAMM ve Cevresi Alevi Kultur Birligi
KOLN Haci Bektas Veli Kultur Tanitim Dernegi
HARBURG Alevi Kultur Birligi
Stuttgart Alevi Kultur Merkezi
Hollanda Aleviler Birligi
Viyana Alevi Kultur Dernegi
Bak-Der Igdeli - Hannover

Konsolosluk Bilgileri
  Askerlik
Dogum
Evlilik
Olum
Pasaport
Pembe Kart
Telefon Numaralari
Vatandaslik
Vekalet
Esya Goturme
Vize Bilgileri
Anasayfa - Yazarlar - Siirler - Deyisler - Arsiv - Tanitim - Iletisim - E-mail - Linkler
20.11.2004 tarihinden itibaren : Tasarim: M. Ali Oksuz