Yavuz Sultan Selim (1512-1520)'in Osmanli tahtina
gecmesiyle Turkmen surgun ve katliamlari hat safhaya
varir. 24 Agustos 1514'deki Sah Ýsmail ile Yavuz Selim
arasida gecen Caldiran Savasi oncesi 40 Bin uzerinde
kizilbasTurkmen katledilir. Savas meydaninda oldurulen
Turkmenler haric... Prof.Dr.Faruk Sumer; Safevi Devleti'in
Osmanlilardan daha Turk cok bir Turk Devleti oldugunu
soyleyerek: Safevi Devletinin kuruculari; Anadolu Kizilbas
Turk oymaklaridir. Devletin resmi dili Turkce'dir. On
iki hayvanli Turk Takvimini kullanmaktadirlar. Askeri
teskilatlanmalari Turk sistemidir. Edebiyati vb. yazi
sitemleri Turkce'dir.... Demektedir ki, butun kaynaklar
bu hususu dogrulamaktadir. Yine Akkoyunlu Devleti ve
Karamanogullari Beyligi, Osmanlilar'dan daha Turktur.
Cesitli Turkmen oymaklarindan ve Bayindir Beyleri'nin
kurucusu oldugu asiretler konfederasyonundan meydana
gelen Akkoyunlular icin John E.Woods; "300 Yillik
Turk Ýmparatorlugu" demektedir ki, isabetli bir
saptamada bulunmaktadir. Kur'ani ilk Turkce'ye ceviren
ve Saray dahil her alanda Turk Dili'ni hakim kilan Akkoyunlular
gercek anlamda bir Turk Devletidir. Osmanlilar Turkleri
asagilarken Dede Korkut ise soyle der: "Karanlikta
yolumu yitirirsem parolam Allah'tir/Soylu kuralin tasiyicisi,
efendimiz Bayindir Han'dir/Salur Kazan'dir savas gununun
galibi" Bolgede hukum suren Akkoyunlu ve Safevilerin
Turk Dilinin yoreye hakim olmasindan rahatsizlik duyan
Kurt Mollasi Ýdris Bitlisi; Osmanlilar ile isbirligi
yaparak Turkmenlerden intikam alir.
Yavuz Selim'e kadar Dogu Anadolu'da Turkmen hakimiyeti
vardir. Yavuz ise; Safi mezhebinden Naksibendi tarikatindan
Kurt mollasi Seyh Ýdris-i Bitlisi'nin onerisi ve planlamasiyla
Dogu ve Guney Anadolu'da Turkmenler katledilmisler,
kurtulanlar ise Azerbaycan'a kacmislardir. Turkmenlerin
hakim olduklari idari beylikler ve topraklari; Yavuz'un
imzaladigi bos fermanlari, Ýdris-i Bitlisi oldurarak
Kurt Asiret reisine ve agalarina vermistir. Boylelikle
bugunku dogudaki feodalizmin temelleri atilmistir.
Ýdrîs-i Bitlîsi (O.8 Kasim 1520) "Selim Sah-Nâme"
adli eserinde; basta Diyarbekir olmak uzere Kurtistan
memleketinde "Kurt Beyleri ve Kurt taifesinin
mulk, millet, mezhep ve irsi baglarinin" nasil
guclendirdigini anlatirken, sehir ve yore adlarini
tek tek vererek Kizilbas Turkmenleri de nasil katlettiklerini
"Allah'in ve Padisah'in yaninda olan bir Molla
olarak" zevkle ve kana susamis bir vampir edasiyla
anlatmaktadir. Kurtler "dirlik ve birliklerini"
Ýdrîs-i Bitlîsi'ye borcluyken, Turkler ise, Yavuz
Selim ile Ýdrîs-i Bitlîsi'nin yaptiklarini lanetle
anmaya devam edeceklerdir. Buyuk bir Turk katili olan
Ýdrîs-i Bitlîsi'nin butun eserlerini Turkmen Tarihi
acisindan "Turkluk bilincine sahib bir tarihcimiz"
tarafindan incelenip gercek anlamda "Anadolu
Turk Tarihi"nin bir kesitini ayaklari ustune
oturtulmasi gereklidir. Yunan mezalimini agizlarinda
sakiz eden bazi "Turk Milliyetci Yazarlari"
Yavuz ve Ýdris-i Bitlisi'nin Turk katliamlarini gormezlikten
gelmektedirler.
Yavuz donemimde Osmanli yonetiminde gorev alan Ýdris
Bitlisi ve Biyikli Mehmet Pasa ile Kurt Asiret Agalari'nin
durumlari icin; bugun Kurt gruplarindan KOMKAR belgeli
olarak soyle demektedir ki cok ilginctir:
"1535'ler de boyle bir icazet vererek, beylik
topraklarinin bolunmesini kolaylastirmistir. Kanuni
Sultan Suleyman fermannamesinde aynen soyle diyor:
-Bey oldugunde, eyaleti kaldirmayip butun hududu ile
Mulkname'yi Humayun uyarinca oglu bir ise, O'na kalacak,
eger muteadit ise, istekleri uzerine kale ve yerleri,
aralarinda paylasacaklardir. Uzlasmazlarsa, Kurdistan
beyleri nasil munasip gorurlerse oyle yapacaklar ve
mulkiyet yoluyla bunlara ebediyete kadar ila ebeddevran
mutaarrif olacaklardir. Eger Bey, varissiz, akrabasiz
olmus ise, o zaman eyaleti, haricten ve yabancilardan
hic kimseye verilmiyecek, Kurdistan beyleri ile gorusulup
ve ittifak edilip, onlar bolgenin Beylerinden veya
Beyzadelerinden her kimi uygun gorurlerse, ona tevcih
edilecektir. (Hukmi Serif, Topkapi Sarayi Muzesi Arsivi,
E. 11960 sayi-Ýstanbul) Kurt-Osmanli Andlasmasi'nin
mimari Mevlana Ýdris'tir. Bu anlasmayi kabul eden
ve gerekli bulan Yavuz Sultan Selim'dir. Ýkisi de
1520'de maalesef olmuslerdir. Sultan Selim, Mevlana
Ýdris'e; -Git Kurdistan beylerini ve emirlerini topla,
kendi aralarinda bir beylerbeyi secsinler demisti.
Mevlana Ýdris ise, Kurt beylerini cok iyi tanidigi
icin kestirmeden bir beylerbeyi Sultan'dan istemis
ve Biyikli Mehmet Pasa'yi tavsiye ederek bu isi noktalamis
idi. Diyarbakirli bir Kurt olan Biyikli Mehmed Pasa'da
cok erken gitti ve bundan sonra Kurdistan Eyaleti
Baskenti'ne Mekadonlu komutanlar gelmeye basladi.
Kanuni Sultan Suleyman, bilerek veya bilmiyerek 1533-34'lerde,
Bitlis'i Seref Han'dan alip, bir fermanla Ulame Tekelu'ya
veriyor. Direnen Bitlis Beyi'nin ustune, Diyarbekir
Beylerbeyi ve kuvvetleri ile butun Kurdistan beylerinin
kuvvetlerini de katiyor ve Ulame'yi baskomutan olarak
atiyor. Ayni Sultan, 1535'ler de Bagdat seferini yaptiktan
sonra Kurtleri tanimaya basliyor veya bunlarsiz bir
sey yapamiyacagini anlayarak, babasinin Amasya'da
imzaladigi anlasmaya yukarda verdigim arsiv numarali
Hukm-i Serif-i yayinliyor. Neticeye baktigimizda,
Kurdistan hukumdarlari, cogunlukla topraklarini bolmemis
ve statulerini 1850'lere kadar getirmislerdir."
Ayni gurubun siyasi orgutunun basi Alevi Kokenli
Kemal Burkay ve Munzur Cem gibileri; bu iki Osmanli
Kurtunun, Alevileri katletmesini gormezlikten gelerek,
Alevi Tarihini yok sayarak "oteki tarih"
dedikleri uydurma bir "Kurt Tarihi" yaratmaya
calisiyorlar. Tunceli Ovacik'ta "uclu Kurt ittifaki"
olan: Biyikli Mehmet Pasa, Ýdris Bitlisi ve Palu Beyi
Cemsid 'in; on binlerce Kizilbasi kesmesine; ayni
bolgenin adamlari Kurtluk Ýdeolojileri adina ses cikarmamaktadirlar.
Ahlaki olarak bu cifte standart davranislarina ne
demek gerektigine okuyucular karar versin !
Yavuz Selim'in once Erzincan Valiligine atadigi,
sonradan da butun dogu ve guney doguya bakmak kaydi
ile Diyarbakir Eyaletine getirdigi Diyarbakirli Kurt
Biyikli Mehmet Pasa ve danismani Bitlisli Molla Ýdris;
butun bolgeyi Turkler'den temizlerler ve YUZ BÝN Kizilbas
Turk'u katlederler. Bolgeden kacamayan Turkler de
kendilerini Kurt olduklarini soyleyerek kalirlar,
baskilar sonucu da gercekten Kurtlesirler. Dogu sinirlarini
Turklere kapatan Yavuz; korumaligini da Kurt asiretlerine
birakir. 1517'de Yavuz Selim'in Misir'i almasi ve
74.ncu Ýslâm Halifesi olmasi ile sunnilik resmi ideoloji
haline gelir ve Ýslâmi Devlet kimligi olusur. Bu tarihten
sonra Araplar, Osmanli Devleti'nin yasami boyunca
diger halklardan ustun ve gozde konumlarina devam
ederler. Turkler arasinda Yavuz adi Yezit ile ozdeslesir
ve lanetle anilir olur. Turk ulusal kimligi; Bozkirdaki
Turkmenlerde yasar ve ozanlari Turkce'yi gelistirir.
Osmanli Sarayi ise giderek soysuzlasir ve yapay "Osmanlica"
denen yazi dili hakim olur. Bu nedenle Prof.Dr. Faruk
Sumer; Safaviler icin Osmanlilar'dan daha fazla Turktur
demektedir.
Kanuni Sultan Suleyman (1520-1566) donemi Osmanli
Ýmparatorlugu'nun zirvede oldugu bir zamandir. Ama
Turkler acisindan bir sey degismez. Yine bu donemde
zulum, siddet ve katliamlar devam eder. Kurt kokenli
Ebussuûd Efendi (1545-1574)'in Seyhulislâm olmasiyla
ve 30 yilda verdigi fetvalarla "Osmanli toplum
yasamini" belirler ve Kizilbas Turkmen katliami,
"Sunni Seriati"na gore mesruluk kazandirir.
Yedi Kizilbas oldurene "Cennetin Anahtari"
verilir. Bugun Sunni din adamlari tarafindan husu
ile anilarak "evliya mertebesi"ne cikarilan
Ebussuûd Efendi, Turk katliamcisi, yobaz, lanet okunacak
bir zalim ve cellattan bir kisiden baska birsey degildir.
Hirvat kokenli ve naksibendi tarikatindan Kuyucu
Murat Pasa 6.12 l606'da sadrazam olduktan hemen sonra
Anadolu'da genis capli Alevi katliami harekati baslatir.
155 bin Alevi Turkmeni diri diri kazdirdigi kuyulara
gomdurur. Aman dileyen insanlara Kuyucu Murat Pasa'nin
yaniti; "Vurun su pis Turk'un basini" olmustur.
Cellatlarin bile oldurmeye kiyamadigi cocugu atindan
inerek olduren Kuyucu Murat Pasa uc yil teror estirir.
Koprulu Mehmet Pasa (1656-1661) Celali ayaklanmalari
bastirmak ve eskiya tedibi adi altinda; Anadolu Turkmenlerini
kirimdan gecirmis sag kalanlara da zulum yapmistir.
Osmanli Vak'a-Nuvisleri ( tarihcileri) Naima ve Hoca
Sadettin Efendi gibileri; kitaplarinda katliamlari
ballandira ballandira anlatmaktalar ve Turkler icin;
"nadan" yani "kaba Turk, idraksiz Turk,
hilekâr Turk" ifadesini kullanmaktadir. Baska
kitaplarda ise; 'Turk iti sehre gelince farisice urur.'
yazmaktadir. Osmanlinin unlu sairi Nef'i ise "Tanri,
Turk'e irfan cesmesini yasaklamistir." Demektedir.
Divan-i Humayun yazarlarindan Hafiz Ahmet Celebi 1499
yilinda yazdigi siirinde;
"Sakin Turk'u insan sanma
Bin an bile olsa Turk'le birlikte olma
Turk eline seker alsa o seker zehir olur.
Turk'un basini kesenken sakin gam yeme
Baban da olsa Turk'u oldur."
Demektedir. Tum bunlara karsin Turk Bayat boyundan
Alevilerin ulu ozani Fuzuli (1480-1566) bir deyisinin
son beytinde soyle diyor:
"Fuzuli, gokten yere insen sana yer yok
Yuru var gel, ya Arap'tan ya Acem'den"
Gokten Allah tarafindan dahi indirilse Turklerin
dunyada yeri olmadigini; Arap ve Acemler hakim oldugunu
belirtir ve Siirlerinde Osmanlilara sitem eder ve
kafa tutar. Alevi Turkmen asiklari, ozanlari diline
ve toresine sahip cikar ve siirlerinde dilendirir,
yore yore gezerek halki bilinclendirirler. Dedeler
ve Babalar da Turkce ibadet yaparak orf ve gelenekleri
yasatarak bugunlere getirirler.
Ýdrîs-i Bitlîsi ve Biyikli Mehmet Pasa'dan sonra
Kurtlere en buyuk destek saglayan ÝÝ.Abdulhamit olmustur.
Yavuz Selim'den itibaren ic islerinde tam bir serbestlik
olan bolgeye Prof.Dr.Ýlber Ortayli'nin tesbitine gore
"Kurt Hukumeti" denmekteydi ve "merkezi
hazineye ipotek odemezdi ve herhangi bir bicimde duzenli
askeri hizmetlerle yukumlu degillerdi." Boylesi
bir bolgeye Abdulhamit, Ýslamciligin butunlestirici
"ummet" anlayisiyla birarada tutma fikriyle
yeni bir yapilanmaya gidilir. Abdulhamid'in "Asiret
Mektebi-i Humayun"(1892-1907) adiyla actigi ve
asiretlerden getirtilen seyh ve aga cocuklarinin egitildigi
okullardan mezun olanlar; beklentilerin yerine, devlete
karsi orgulenme yapan kadrolari olusturmuslardir.
Abdulhamid'in marifetlerinden biriside "Hamidiye
Alaylari"dir
Hamidiye Alaylari, Dorduncu Ordu Komutan› Musir
Zeki Pasa'nin ÝÝ. Abdulhamid'e onerisiyle 1890 yilinda
kurulmaya baslanir.14-15 Nisan 1891'de de "Nizamnâmesi"
yayinlanarak yasal hale gelir.Ruslara yonelik olarak
Safi Kurtler'den olusturulan Hamidiye Alaylari amacina
uygun faaliyette bulunmaz. Hamidiye Alaylari daha
cok eskiyalik yapar. Ermeni ve Alevi koylerine baskinlar
duzenleyip capulculuk yaparlar 23 Temmuz 1908 'de
Ýkinci Mesrutiyet'in ilanindan hemen sonra Eylul 1908
ayinda Kurt Hamidiye Alaylari'nin silahlarini ellerinden
almak isteyen Ýttihat'cilar bunu basaramazlar Ýttihat
ve Terakki Cemiyeti icinde Turkculuk akimi giderek
guclenir ve hakim olur. Safi Kurtlerin aga ve asiret
reislerinin cocuklarinin egitildigi Ýstanbul'daki
"Asiret Mektebi"nde ve Hamidiye Alaylarinda
ise Kurt milliyetciligi filizlenmis ve orgutlenmeye
baslamistir. Bu durum Dogu Anadolu'da Alevi-Safi catismasini
beraberinde getirir. Sonucta; Okul Muduru Kolagasi
Kamil Bey; "bunlar asiret degil haserat!"
der...