Gercek Ilim
Alevi Birlikleri Yayin Organi

AnaiayfaForumYazarlarSiirlerDeyislerArsivTanitimIletisimLinkler
 

Biz Kimiz?
Ilk Kurucular
Alevilik Nedir?
Aleviligin Kurumlari
Guzel Sozler
Hz. Ali'den Ozdeyisler
Kirklar Meclisi

Alevilikte
 

On Iki Imam
Dort Kapi Kirk Makam
On Iki Hizmet
Dedelik Makami
Post Dedesinin Vasiflari
Cem
Musahiplik
Muzik
Dar
Duskunluk
Semah
Dualar
Edebiyat
Kerbela Vakasi
Kerbela ve Takvim
Kerbela Mahser Gunu
Yedi Ulular
Kutsal Gunler
Kurban
Hizir Kulturu
Oruc - Namaz
Cenaze
Nikah
Kadin
Genclik

Hukuk Kosesi
  Aile Birlesimi
Emeklilik
Onemli Linkler
  Alevi Yol
Dr. Ismail Engin
Cem Vakfi
Cem Radyo
Alevi Bektasi Federasyonu
HDF Almanya
Pirsultan.net
Yazarlarimiz
 

Muhiin Cevahir
Zulfikar Yalcinkaya
Ali Sefa
Musa Dikman
Hatice Eldeniz
Haydar Oztoprak
Ali Yakar

Konuk Yazarlar
  Ali Serdar Polat
Murtaza Demir
Ahmet Altan
Ismail Onarli
Mustafa Tosun

Metin Gulbol
Seyyit Miktat Guler
 
Aleviler, CHP, Baykal...
Murtaza DEMİR

"Siyasetle ilgilenmeyen aydinlari bekleyen kacinilmaz sonuc, cahiller tarafindan yonetilmeye razi olmaktir." Eflatun

Aleviler, yurtlarinda hicbir baskiya maruz kalmadan ozgur ve cagdas sartlarda yasamak istiyorlar. Bayrak, sinir ve Ataturk sorunlari da yoktur...

Evet, din, mezhep, asagilama, devlet, mahalle ve cogunluk baskisi gormeden; ayirimciliga tabi tutulmadan yasamak... Butun istekleri bundan ibaret... Bu beklentinin laik-demokratik sistemle saglanabileceginin de olabildigince farkindalar. Fakat laik demokratik degerlerin salt talep edilerek degil, ayni zamanda o ugurda calisarak ve sorunlari gogusleyerek sahip olunacagini yeterince fark etmis degiller. Bunun "geregini yapmak" konusunda tereddutleri, gecmisten kaynaklanan korkulari ve sosyolojik sorunlari var.

Yani?

Yani; Alevilerin, demokratik taleplerinin gerceklesmesi dogrultusunda pek de caba gosterdiklerini soyleyemeyiz. Siyasal iradelerini bir "hizip" anlayisina ipotek, ya da "emanet" ederek tribune cikmis gibiler. On yillardir olan biteni oradan seyredip, konusuyorlar: ama sadece konusuyor, konusuyorlar… Calismadan, geregini yapmadan bir sey istemek anlayisi, ormanlari yakip dogayi kurakligin pencesine attiktan sonra yagmur duasina cikmaya benziyor. Oysa yagmurlu, yani bereketli bir cografyaya sahip olmak istiyorsak, oncelikle ormanin degerini bilmemiz, sonra da kuruyan, yakilan, tahrip edilen agaclarin yerine yeni fidanlar dikmemiz ve bakimini yapmamiz gerekmez mi?

Ozgur ve cagdas yasamak iyi ama...

Her sey gibi onun da bir bedeli var. Ozgur ve cagdas yasamak, ancak cagdas siyasi araclari ogrenmek ve kullanmakla olasidir. Bu araclardan cok temel ve belirleyici olan biri sudur: siyasi irademizi araciya, tefeciye, bezirgâna, delege agasina kaptirmayacak, emanet etmeyecek; aracisiz ve dogrudan kendi ellerimiz ve vicdani kanaatimizle kullanacagiz. Dogrudan irade kullanimina bir kisitlama, kota, yoklama, kontenjan gibi kural ve kisitlamalar konuluyorsa bunu reddedecek, oy vermeyecegiz! Ve bunun toplu bir reflekse donusmesi icin, siyasetin disinda ve ayriyeten "sivil toplum" anlaminda da orgutlenecegiz.

Baykal ekibinin korktugu iste bu... Alevi orgutlenmesini istemiyor ve orgutlu talep getirilmesinin ihtimalinden dahi urkuyor. Diyorlar ki, "bu Kizilbas taifesi simdi dernek ve vakiflarda orgutlenmeye basladi: ya bir de orgutlu hareket etmeye baslarlarsa?" Parti oylarinin %80-90'inin Alevilerden geldigi halde, konu Alevilerin TBMM'de temsil edilmesi hakkina gelince; size %10 yeter diyen Baykal ekibi, Alevilerin sirtindan surdurdugu ve "bedavaya getirdigi es, dost duzeninin" bozulmasini istemiyor ve bu olasilik nedeniyle uykulari kaciyor. Baykal ekibinin ne dusundugu bir yana, Alevi duyarliligi yaninda laiklik ve demokrasiye de en az onun kadar duyarli olan, sorunlarimizin nihai cozumunun demokrasinin kurumlasmasiyla mumkun oldugunu ozumseyen, guclu bir parti grubuna gereksinim oldugu ortadadir.

Sn. Baykal, 2006 yilinda kendisini ziyaret eden Alevi kurumlarinin ust duzey yoneticilerine, "hos geldiniz" faslindan hemen sonra sunu soyluyor: "bana kurumsal kimliginizle gelmeyin: bu kimlikle bir talepte bulunmayin!" ( )

Sn. Baykal'in soylediklerinin Turkcesi su: "bakin, aslinda ben Alevilerden nefret ederim, kurumlarini da sevmem: Alevi kurumlari adiyla ne buraya gelin, ne de bir talepte bulunun! Bunu soyleyerek Alevilerin siyasal ve sosyal taleplerine set cekiyor ama Alevi yoneticilerini asagilamaktan da perva etmiyor. Alevilerin kayitsiz sartsiz CHP teslimiyetciligi adamlari bu hale getirmis: hic minnetleri yoktur...

Hem oy ver yillarca sirtinda tasi, hem de hakaret gor, asagilan! Diyorum ki, bu bizimki kader degil, siyasal korluktur: gelin sosyal bunyemize zarar veren siyasi aliskanliklarimizi artik gozden gecirelim.

TBMM'de konu edilen orgutsel taleplerimiz neden hicbir karsilik bulmuyor? Gayet basit; cunku oy verdigimiz parti, bizi de taleplerimizi de ciddiye almiyor; Diyanet, zorunlu din dersleri, cemevleri, Alevi koylerine cami yaptirma kampanyasi, Hacibektas Dergâhinin Belediyeye devri, Alevi Enstitusu vb. taleplerimizi grup karari haline getirip desteklemiyor ve hicbir zaman, iktidara "bu sorunu cozelim" talebinde bulunmadigi gibi, cozumunu de istemiyor. Milletvekillerinin, Alevilerin sorunlariyla ilgili kisisel konusmalari da "dostlar alisveriste gorsun" sovundan oteye gecmiyor.

O halde bu konu uzerinde dusunelim: gerekiyorsa ezberimizi bozalim!

Oyle hemen ustume gelmeyin! Durun! Bir siyasi adres talebim de, farkli parti onerim de yoktur. Yaziyi da bu amacla yazmadim. Yazinin amaci, sosyal ve siyasal sorunlarimiza cozum aramak ve herkesi dusunmeye cagirmaktan ibaret... İstesem dahi verecegim bir parti adresi yoktur. ( ) Cunku siyasi partilerin Alevileri tatmin etmeye donuk ne bir acilimlari ne de demokratik bir yapilanmalari var... Kisirlik, tembellik ve siyasi ongorusuzluk, partilerin tumunde var. Fakat CHP yonetimi kendi alaninda en olumsuzu... Bu bakimdan onerdigim sey, bir siyasi parti adresi degil; bu kisir dongu ve cozumsuzlugumuzu asmak icin siyasal arayis icinde olunmasi gerektigidir.
Tamam: elimiz irkciya, dinciye oy vermeye gitmiyor, bu dogru; ayrica da iyi... Ama bu duyarliligimizin kullanilmasina da itiraz edelim; "artik yeter; yakamizdan dusun; sirtimizdan inin!" demesini bilelim.

Ne yapalim?

"Demokrasilerde care tukenmez" demiyorum ama yapacak bir sey mutlaka vardir... İlk is olarak oy verdigimiz partide, (CHP) parti ici demokrasisinin isletilmesini mutlaka saglayalim: ve butun secim cevrelerinde on secimi sart kosalim. "Bunu yapmazsaniz oy vermeyecegiz" diyelim: dedigimizi de yapalim. Bu isin koordinasyonu gorevini Alevi kurumlarinin tamaminin olusturacaklari bir akil insanlar kuruluna-grubuna verelim. Bunca birikimi oldugu halde, haksiz bir sekilde siyaset kurumlarindan dislanan, haklari yenilen birikimli arkadaslarimizi ve buyuklerimizi bu kurullarda degerlendirelim: Onlarin birikimlerinden yararlanalim. Yani cagdas dunyada ornekleri olan siyaset lobisini bizler de hayata gecirelim: herkes nasil yapiyorsa, sorunlarinin cozumu noktasinda siyaseti nasil kullaniyorlarsa, ayni araclari, yol ve yontemleri, ahlaki ve demokratik degerlerin disina cikmadan bizler de kullanalim.

CHP lider kadrosu, Alevilerin oyunu isteyip kendilerini istemedigi icin, onsecim sistemini kaldirdi. Kota, ya da kontenjan kullaniminin, bir iki kisiyi gecmemek uzere, ender olarak cagdas Bati ulkelerinde de uygulandigini biliyoruz. Oysa bizde, ornegin Alevilerin neredeyse %90'ninin oy verdigi CHP'de, gostermelik birkac secim cevresi disinda adaylarin tumu, iki kisinin onayiyla belirlenir ve bu keyfilige de tuzuksel bir kilif uydurulur. Ne karsiliginda hangi siranin kime verildigiyle ilgili dedikodular, bazi pis kokular ve mide bulandirici soylentiler, kuskunlukler; partiden kopmalar, hakki yenilenlerin parti aleyhine calisma yapmalari vb. yillarca surer gider. Soylentilerin dogrulugu-yanlisligi ayri seydir: bunlari bilmiyoruz. Ancak bildigimiz sey yontemin, bu soylentilere canak tutmasi ve demokratik olmamasidir.

Soylenenlerin hepsi yalan ve dedikoduysa, CHP yonetimi parti ici demokratik yaristan neden kacar? Adaylarin, oy verenler tarafindan belirlenmesine neden karsidir? Bu yontemin ahlaki ve demokratik bir izahi var mi?

CHP'de isler siyaset olmaktan cikmis, kokusmus ve organlar bir tur siyasi ceteye donusmustur. Bunun Turkce anlami sudur: "ey Alevi-Bektasi-Kizilbas taifesi, siz bu isleri bilmezsiniz! Bu isleri sizin adiniza biz yapacagiz: siz sadece oy verin ve partinin kapisindan-cevresinden ayrilmayin! 'Parti yonetiminde soz ve karar hakki' gibi isteklerle gelip, haddinizi de asmayin! Goreceksiniz her sey daha iyi olacak!"

Defalarca denendi ve goruldu ki, bu bizim teslimiyetci ve ozguvenden yoksun tavrimiz, parti yonetiminde oligarsiyi ve cetelesmeyi, Alevi-Bektasiler bakimindan siyasi kolelesmeyi, makro siyaset anlaminda da yiginla sorunu beraberinde getirmistir. Kole duzenine donusen parti ici iliskilere isyan eden ve partiyi terk etmek zorunda birakilan Alevi-Sunni gercek demokratlar, eski partilerinin, Turkiye'nin karsi karsiya oldugu tehditler karsisindaki celiskilerle dolu, etkisiz ve islevsiz konumunu huzunle izlemektedirler. Oyleyse artik kabul etmemiz gerekir ki, parti ici demokratik gelenegi bitiren, partiyi de curuten bu uygulayicilarin, kendileri disinda Alevilere, Sunnilere, Turkiye'ye bir hayri yoktur ve olmayacaktir da...

Bu anlamda Alevilerin siyaseten teslimiyetciliginin negatif sonuclari, kendilerine verdigi zarardan daha da anlamli ve kapsamlidir.

Soyle ki: bir kere Aleviler, Ataturk'un siyasi mirasi ve Turkiye toplumunun laik-demokratik birikimi uzerinde oturan CHP'sine olan bagliliklarini her durumda surdurerek, parti yonetiminin tembelligine ve tutucu cizgiye evirilmesine neden olmuslardir. Bu nedenle CHP, Turkiye toplumunun cagdas, demokratik ve laik beklentilerinin onculugu ve toparlayiciligi sorumlulugundan savrulmus, bir "hizip'in" siyasal ihtirasini karsilayacak duzeye kadar daralip, kuculmus; hicbir toplumsal beklentiyi karsilayamaz duruma gelmistir.

Baykal'li CHP icinde demokrasiden soz etmek soz konusu bile degildir. Mahalle delegeliginden parti genel baskan yardimciliklarina degin butun kadrolar, iki kisinin keyfiyeti ve "isaretiyle" belirlenmekte oldugundan, partiye hizmet etmek, oy oraninin arttirilmasi icin calismak, anlamsiz hale gelmistir. Parti kadrolari icinde; "partiye calisip bunca mesakkat cekecegime, lider kadrosuna calisarak siyasal beklentimi daha rahat saglarim" anlayisi ragbet gormekte, orgute ictenlikle emek verenlere "aptal" gozuyle bakilmaktadir. Etkili gorevlere secilen kisilerde, kalite ve emek yerine "orgutte cok konusulan bir meziyet" aranmakta, diger orgut gorevlerinde ise, yonetime karsi "kalitesi, kariyeri ve birikimiyle ileride sorun cikarma potansiyeli ya da ihtimali" olanlar dahi, daha isin basinda diskalifiye edilmektedir.

Yani CHP, demokrasiye oldugu gibi calismaya, kariyere ve kaliteye de kapalidir.

Oyleyse sorunumuz, laik cumhuriyetten kalan birikimi yok etmek ve cagdisi amaclarini karsilamak uzere cani pahasina calisan AKP degil, sorumluluklarina karsi sorumsuz davranan CHP yonetimidir. Toplumumuzun, Ataturk'un mirasini korumakla yukumlu kildigi CHP, bu yukumlulugunu genel baskanlik, genel sekreterlik makam koltuklarini korumak duzeyine kadar indirmis, koskoca ana muhalefet gorevini sabah vaazlarinda ibaret sayarak, gaflet ve delalet icine dusmustur.

CHP yonetimi salt Alevilerin degil, Turkiye'nin sorunudur. Siyasetin sol kulvari Baykal ve ekibi tarafindan tikanmistir. Sol kulvarda islevsizlige mahkûm edilen demokrasi, ulkede de islevsizlige mahkûm olmustur. Demokrasinin kurumsallasmasi, kok salip topluma ulasmasi baglaminda sorumluluktan kacan CHP'nin tavri nedeniyle demokrasi denilen kavramin aslinda ne oldugu anlasilamamis, toplumun, o tilsimli gucun erdemlerinden yararlanmasina izin verilmemistir. Siyasilerce iki de birde irzina gecilen de; pisliklerin, yolsuzluklarin, hukuksuzluklarin ustunun ortulmesi icin de hep demokrasinin adi kullanilmistir. Demokrasi, Turk siyasetcisinin elinde iste boyle ne oldugu belirsiz bir meta gibi bikmadan, usanmadan insafsizca yozlastirilmistir.

Mesela Basbakan, turbanin "demokratik bir hak" oldugunu iddia ederek, demokrasinin "d"sinden dahi habersiz oldugunu kanitlarken, "parti ici demokratik hizmet yarisina neden engel oluyorsunuz?" sorularina Sn. Baykal'in verdigi yanit, Erdogan'dan farksizdir: "Partinin tuzel kisiligini olumsuzluklardan korumak benim gorevimdir."

Biri seriat amacli bir simgenin universitelere sokulmasini-kullanilmasini "demokratik hak" gibi tarif ederken, digeri, parti ici hizmet yarisinda demokratik kurallarin kullanilmasinin partiye zarar verecegine inandigini itiraf ediyor.

İste iktidari ve ana muhalefetiyle, biz yonetenler...17.02.2008

 
 
Dedeler
 


Izzettin Dogan

Sinasi Koc

Haydar Samut

Niyazi Bozdogan

Kamber Kutlu

Ismail Aslandogan

Mahmut Doganoglu

Mustafa Aklibasinda

Veliyettin Ulusoy

Dernekler
 

Lubeck Alevi Kultur Burosu
HAMM ve Cevresi Alevi Kultur Birligi
KOLN Haci Bektas Veli Kultur Tanitim Dernegi
HARBURG Alevi Kultur Birligi
Stuttgart Alevi Kultur Merkezi
Hollanda Aleviler Birligi
Viyana Alevi Kultur Dernegi
Bak-Der Igdeli - Hannover

Konsolosluk Bilgileri
  Askerlik
Dogum
Evlilik
Olum
Pasaport
Pembe Kart
Telefon Numaralari
Vatandaslik
Vekalet
Esya Goturme
Vize Bilgileri
Anasayfa - Yazarlar - Siirler - Deyisler - Arsiv - Tanitim - Iletisim - E-mail - Linkler
20.11.2004 tarihinden itibaren : Tasarim: M. Ali Oksuz