Gercek Ilim
Alevi Birlikleri Yayin Organi

AnaiayfaForumYazarlarSiirlerDeyislerArsivTanitimIletisimLinkler
 

Biz Kimiz?
Ilk Kurucular
Alevilik Nedir?
Aleviligin Kurumlari
Guzel Sozler
Hz. Ali'den Ozdeyisler
Kirklar Meclisi

Alevilikte
 

On Iki Imam
Dort Kapi Kirk Makam
On Iki Hizmet
Dedelik Makami
Post Dedesinin Vasiflari
Cem
Musahiplik
Muzik
Dar
Duskunluk
Semah
Dualar
Edebiyat
Kerbela Vakasi
Kerbela ve Takvim
Kerbela Mahser Gunu
Yedi Ulular
Kutsal Gunler
Kurban
Hizir Kulturu
Oruc - Namaz
Cenaze
Nikah
Kadin
Genclik

Hukuk Kosesi
  Aile Birlesimi
Emeklilik
Onemli Linkler
  Alevi Yol
Dr. Ismail Engin
Cem Vakfi
Cem Radyo
Alevi Bektasi Federasyonu
HDF Almanya
Pirsultan.net
Yazarlarimiz
 

Muhiin Cevahir
Zulfikar Yalcinkaya
Ali Sefa
Musa Dikman
Hatice Eldeniz
Haydar Oztoprak
Ali Yakar

Konuk Yazarlar
  Ali Serdar Polat
Murtaza Demir
Ahmet Altan
Ismail Onarli
Mustafa Tosun

Metin Gulbol
Seyyit Miktat Guler
 
CUMHURİYET DEVRİMLERİ

Mustafa Kemal Ankara´ya döner dönmez uniformasını cıkarıp devlet adamlığına soyuluyur. Silahlı savaş bitmiş bulunur, ama önünde onun gözünde daha çetin bir savaş serüveni başlar. Yeni devletin yapılanması!!!!! Batı Lozan`a hem Ankaran´ın hemde İstanbul´un katılmasını ister. Mustafa Kemal buna ısrarla karşı gelir ve artık saltanatın taşılamıyacak hale geldiğini söyler. İlk devrim SALTANATIN KALKMASI: Mustafa Kemal ve arkadaşları 30.10.22 tarihinde Büyük Millet Meclisine bir önerge sunar saltanatla halifeliğin birbirinden ayrılışı ve saltanatın tamamen kalkması. BMM sıralarında büyük tartışmalar başlar muhalefet ısrarla karşı gelir bu öneriye. Mustafa Kemal önerge gitirenler adına bir konuşma yapar "Hakimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim gereğidir diye, görüşme ve tartişmayla verilmez.Hákimiyet, saltanat, kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları zorla Türk milletinin hákimiyet ve saltanatını el koymuşlardır. Bu zorbalığı altı yüzyıldan beri sürdürmüşlerdir. Şimdi de Türk milleti bu saldırganlara isyan ederek ve artık dur diyerek, hakimiyet ve saltanatını fiilen kendi eline almış bulunuyor. Bu bir emrivakidir. Söz konusu olan, millete saltanatını, hakimiyetini bırakacakmıyız, bırakmayacakmıyız meselesi değildir. Mesele, zaten emrivaki haline gelmiş olan bir gerçeği kanunla ifadeden ibarettir. Bu mutlaka olacaktır.Burada toplananlar, Meçlis ve herkes meseleyi tabii olarak karşılarsa, sanırım ki uygun olur. Aksi takdirde, yine gercek, usulüne uygun olarak ifade edilecektir. Fakat, belki de bazı kafalar kesilecektir." Ertesi gün coğunluk önergeyi kabul eder ve resmen SALTANATIN kalktığı ilan edilir ve Osmanlının son Sultanı Vahdedtin ingiliz savaş gemisiyle yurtan kaçar. 20.11.22 isviçrenin Lozan kentinde görüşmeler başlar Mustafa Kemal Lozana İsmet Paşayı gönderir, İsmet Paşa ilk günde başarılı askeri kişiliğin dışında bir o kadar´da çetin bir diplomat olduğunu hemen gösterir, ülkenin tekrardan yeni kazanılmış gururunu ve onurunu temsil eder, Lozan görüşmeleri 24.07.1923`e kadar sürer. Lozan görüşmeleri esnasında bilhassa ingilizler Anakaran´ın sürekli tutarlılığına karşıdır. İngilizler İstanbulda´ki boğazları boşaltmak istemez Mustafa Kemal bunu barış antlaşmasının temel haklardan birisi olarak görür "…….efendiler eğer uygar batı hakımız olan şeyleri bize tabi görmüyorsa ki o zaman kendilerinin kurduğu o sözüm ona uygarlık onların başında paralanacak" görüşmeler aksar. İngiltere bütün müttefikleri olan Fransa´yı, İtalya´yı, Yunanistan´ı savaşa çağırır, yalnız bu savaş çağrısı müttefikler tarafından yanıtsız kalır Türk askerleri ingiliz askerlerin önüne çıkıp onurlu Türkiyen´in kararlılığını gösterir ve sömürgeleri bol olduğu için güneş batmayan ülke olarak bilinen emperyalist İngiltere askerlerini çekme mecburiyetinde kalır.
Saltanatın kaldırılışından sonra yeni devlet adım adım Cumhuriyete doğru ilerler. Mustafa Kemal Paşa devletin adını koyma zamanının geldiğini görür. Onun Cumhuriyet fikrinin, uzun zamandan beri tasarladığı bilinir daha 1919`de İstanbul´dan Bandirma gemisiyle Samsun´a gidişinde yeni devletin Cumhuriyet olacağını açıklar. O dönem hükümet krizleri yaşanır ve Mustafa Kemal 28.10.23 akşamı Çankaya´daki köşkünde bazı arkadaşlarına bir açıklamada bulunur "….yarin Cumhuriyeti ilan edeceğiz" ertesi gün 80 Milletvekili önerge sunar ve oybirliğle önerge kabul edilir. Mustafa Kemal Cumhuriyetin ilk Cumhurbaşkanı seçilir, İsmet (İnönü) Başbakan ve Meclisbaşkanlığına Fethi (Okyar) seçilir, anayasaya madde olarak " türkiye devletinin şekli hükümeti Cumhuriyetir " eklenir.
Saltanatın kaldırılmasından ve Mehmet VI Vahdettin'in İstanbul'dan ayrılmasından sonra, TBMM'nin 18 Kasım 1922'de halife seçmiş olduğu Abdülmecit , eski rejim yanlılarının tek umudu haline gelmiş, bundan güç alan Abdülmecit de, yeniden törenler düzenlemeye, demeçler vermeye bazı İslam ülkelerinin kendisine bağlılık bildirmeleri
üzerine, İslam dünyasının önderi tavrı takınmaya başlamıştır. Bu durumun yeni kurulmuş Cumhuriyet yönetimi için tehlikeli olabileceğini kavrayan Atatürk, İzmir'deki ordu tatbikatları sırasında ordu komutanlarına hilafetin kaldırılması konusunda düşüncesini açıklayıp, yasanın meclis gündemine getirilmesini kararlaştırır. 1 Mart 1924'teki bütçe görüşmelerinde halifeye ve Osmanlı hanedanına verilecek ödenek konusunun gündeme getirilmesinden sonra, 3 Mart 1924't kabul edilen yasayla, halifelik kaldırılıp, ilerde saltanat ve halifelik iddiasında bulunmamaları için Osmanlı hanedanı üyelerinin de yurt dışına çıkarılmaları kabul edilir.
Osmanogularına ait olan şahıslar Türkiye toprakları dışına çıkartılır.
Devrimler hızlı bir tempoyla ilerler ve Türkiye Cumhuriyeti laikleşme yolunda önemli adım atmış olur.
Tarikatların kaldırılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
Başlangıçta yalnızca din konularıyla ilgilenen, farklı düşünce sistemleri geliştirerek taraftarlarını çoğaltmaya çalışan tarikatlar, zaman içinde siyasal olaylarda etkili rol oynamaya, çıkarları
tehlikeye düştükçe halkı ayaklandırmaya koyulmuşlardır. Bu etkinliklerini cumhuriyetin
ilanından sonra da sürdürmeye kalkışmaları ve Menemen Olayı, Şeyh Sait Ayaklanması gibi
şeriattan yana ayaklanmalara yol açmaları üserine "Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,
müritler memleketi olamaz. Türkiye Cumhuriyeti her alanda doğru yolu gösterecek, uyaracak güçtedir. Biz uygarlığın bilim ve fenninden güç alıyoruz ve ona göre yürüyoruz. Başka bir şey tanımayız"diyen Atatürk'ün sözleri ışığında harekete geçilerek, 30 Kasım 1925'te çıkarılan
yasayla tekkeler ve zaviyeler kapatılır.
Laikliğin kabulü (1928-1937)
Saltanatın kaldırılması, hilafetin kaldırılması, Şeriye ve Evkaf Vekaleti'nin kaldırılarak
yalnızca din işleriyle uğraşacak Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurulması, tarikat ve zaviyelerin kapatılması aşamalarından geçen laikliğin tam anlamıyla yasal tabana oturtulması için, 1924 Anayasası'nda yeralan "Türkiye devletinin dini İslam'dır" deyimini tartışmaya koyulan
TBMM, 10 Nisan 1928'de Anayasa'nın ikinci maddesini değiştirip, 16. ve 38. maddeler
gereğince milletvekilleri ile cumhurbaşkanının ant içerken söylemek zorunda oldukları "vallahi" sözcüğünü maddelerden çıkardı. Ayrıca, 26. maddedeki "ahkamı şeriyenin tenfizi" (şeriat hükümlerinin yürütülmesi) sözcükleri de Anayasa'dan çıkarıldı. İnananların ibadetlerini kendi dilleriyle yapmalarını doğal bir hak olarak gören Mustafa Kemal'in, aydın din
adamlarıyla yaptığı görüşmelerden sonra, 3 Şubat 1928'de hutbelerin Türkçe okunmasının kabul
edilmesini, dualar ve ezanın Türkçeye çevrilmesi çalışmaları izler. 5 Şubat 1937'de Anayasa'nın
ikinci maddesinde laiklik ilkesine yer verilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin laik bir devlet
olduğunun yazılmasıyla, laiklik
devrimi tamamlanmış olunur..
Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925)
Ülke halkını her alanda çağdaş ve uygar düzeye çıkarabilmek için değişiklikler tasarlarken, dış görünüşüyle de bunu vurgulaması gerektiğine inanan Mustafa Kemal'in, 25 Ağustos 1925'te Kastamonu'ya yaptığı bir gezide başına şapka giyip, "Buna şapka derler" diye halkı şapka giymeye özendirmesinden sonra, 25 Kasım 1925'te şapka giyilmesi hakkındaki kanun çıkarılıp, dinsel giysilerle sokakta gezilmesi yasaklanır.
Harf Devrimi
Mustafa Kemal Anadolu halkının okuma yazmayı bilmemesinin en başdaki sebeblerden birisinin türkcede konuşulan kelimelerin arapca alfabesiyle uymadığın farkına varır, ve arap harfleri latince harflere değiştirmek için bir komisyon kurdurur , komisyon bu işin 5-10 sene arasında sonuçlanacağını söyler, Mustafa Kemal buna karşılık olarak "Ya üç ayda uygulayabiliriz, yada hiç uygulayamayız der 01.11-1928 türk harfler kanunu yürülüğe geçer. Bütün memleket seferber olur, Mustafa Kemal yurt gezisine çıkar, yanında okul tahtası ve tebeşir ile kendisi öğretmenlik yapmaktan hiç çekinmez.
21.06.1934 Soyadı kanunu kabul edilir TBMM´i Mustafa Kemal`e ATATÜRK soyadi verir!
Kadın haklarının tanınması (1930-1933 ve 1934)
Osmanlı toplumunda hemen hiçbir toplumsal ve siyasal hakkı bulunmayan kadınlara Medeni Kanun'la bazı haklar tanınmış olmakla beraber, siyasal haklar açısından bir değişiklik yapılmamıştır. Atatürk'ün girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal
yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılır, 1930'da belediye seçimlerinde seçme, 1933'te çıkarılan Köy Kanunu'yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934'te Anayasa'da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme haklarının tanınmasıyla, Türk kadını bu temel haklara zamanın "uygar" devletlerin kadınlarından önce kavuşur örnek:Fransa, İtalya, Belçika. İsviçre. Birde bayanların eğitim merkezlerine girmek için önü açılır 1931 İstanbul Üniveritesi 35 bayan mezun olur.

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM
Ağırlığını ülkenin ekonomik sömürgeden kurtarmaya koyan ATATÜRK, 1925 1. Izmir İktisat kongresini toplar kısa süre içinde Osmanlıdan kalan borçlar ödenir.Türkiye buğday ithal eden ülkeden ihraç eden bir ülkeye dönüşür. Ülke ekonomisini tamamen emperyalist avrupalılardan kurtarmak için seferber olunur, ulusal bankacılığa yönelinir, onun döneminde bankalar kurulur ( Sümerbank, Türkiye-İş bankası, Halk Bankası vs.) ve yabancı bankalar zamanla azalır. Bunu yanı sıra ULAŞIMA ağırlık verilir 1923-1940 arası 3624 km demiryolu döşenir. Dış politikada bölge merkezli politika izlenir. Sovyetlerbirliğle kurtuluş zamanından beri siyasi, ekonomik ilişkiler içine girilir. 09.02.1934 onun inisyatifiyle Balkan antlaşması imzalanır. Katılan ülkeler, Yunanistan, Jugoslavya, Romanya ve Türkiye. 08.07.1937`de İrak, İran, Afganistanla dostluk antlaşmaları imzalanır. 1934 da Türkiye Cumhuriyeti Milletler Cemiyetin`in üyesi olur! "YURT`A BARIŞ CIHANDA BARIŞ"
Atatürk özelikle BAĞIMSIZLIĞI her seyden üstün tutar " YA İSTİKLAL YA ÖLÜM" sözü bunun en iyi örneğidir, taklitciliği ve bağlılığı kesinlikle red eder, İlimin ve bilimin evrensenligine inanır "..., tetkikat ve tetebbuatımıza zemin olarak alelekser kendi memleketimizi, kendi tarihimizi, kendi ananelerimizi, kendi hususiyetlerimizi ve ihtiyaçlarımızı almalıyız…Bir millet için saadet olan bir sey diğer millet icin felaket olabilir…Onun için bu millete gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü ilminden, keşfiyatından, terakkiyatından istifade edelim, lakin unutmayalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak mecburiyetindeyiz." Şüphesiz Mustafa Kemal ATATÜRK son yüzyılların en büyük devlet adamlarından birisi sayılır. Bu büyük önderi tanımak ve tanıtmak kuşkusuz hepimizin yegáne görevi. Son olarak sizlere onun üzerine söylenen sözleri yazmak istiyoruz.
Arnold Toynbee (Yüzyılımızın önemli düşünce adamlarından)
" Mustafa Kemal Paşa, on sekizinci yüzyıl Avrupa´sında olduğu gibi, modern doğuda ön plana cıkmış aydınlardan biri: Halk iradesi tarafından onaylanan, aşırılığa kadar giden bir ilerici ve güçlü bir reform ateşi ile yanan bir kişiydi."
Venizelos (Yunanistan Başbakanı ve Kurtuluş savaşında Mustafa Kemalin azılı düşmanı)
" Barış arzusunu besledikleri taktirde, en tehlikeli anlaşmazlıkların ayırdığı halklar
arasında anlaşma olanağı için bir örnek oluşturacak bu yakınlaşmadan ilgili iki ülke
olduğu kadar Yakindoğu´da barış düzeninin korunması için de yalnızca olumlu
sonuçlar ortaya cıkmıştır. İşte!.. Barış sorununa bu değerli katkıyı sağlayan kişi,
Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Mustafa Kemal Paşa´dır.Yakındoğu´da, barış yolunda
yeni bir çağ açan Türk-Yunan anlaşmasının imzalandığı dönemde, 1930 yılındaki
Yunan hükümetinin başbakanı kimliğiyle, şimdi Nobel Barış Ödülü Komitesi´nin
seçkin üyeleri önünde Mustafa Kemal Paşa´nın adaylığını bu onur ödülüne layik
olarak önermekten şeref duymaktayım."
Muhammed Ali Cinnah ( Pakistan´ın kurucusu ve ilk devlet başkanı)
" ATATÜRK, bütün dünya için, özellikle müslüman ülkeleri için bir örnektir..."

KAYNAK: Prof.Dr. Sezgin Kızılçelik; ATATÜRK´Ü DOĞRU ANLAMAK; ANI Yayıncılık
Büyük ANSİKLOPEDI; NESA Yayınları, NUTUK;M.E.B Bakanlığı Yayınları
Bernd, Rill; Kemal Atatürk; rororo, ataturk.net, ataturk.com, mustafakemal.com

Mustafa Tosun
mustafa.tosun@kozluoren.de

 
 
Dedeler
 


Izzettin Dogan

Sinasi Koc

Haydar Samut

Niyazi Bozdogan

Kamber Kutlu

Ismail Aslandogan

Mahmut Doganoglu

Mustafa Aklibasinda

Veliyettin Ulusoy

Dernekler
 

Lubeck Alevi Kultur Burosu
HAMM ve Cevresi Alevi Kultur Birligi
KOLN Haci Bektas Veli Kultur Tanitim Dernegi
HARBURG Alevi Kultur Birligi
Stuttgart Alevi Kultur Merkezi
Hollanda Aleviler Birligi
Viyana Alevi Kultur Dernegi
Bak-Der Igdeli - Hannover

Konsolosluk Bilgileri
  Askerlik
Dogum
Evlilik
Olum
Pasaport
Pembe Kart
Telefon Numaralari
Vatandaslik
Vekalet
Esya Goturme
Vize Bilgileri
Anasayfa - Yazarlar - Siirler - Deyisler - Arsiv - Tanitim - Iletisim - E-mail - Linkler
20.11.2004 tarihinden itibaren : Tasarim: M. Ali Oksuz