|
Hz. İMAM HÜSEYİN VE RUHLARIN İMTAHANI
Değerli Canlar,
Muhammed Alinin gülyüzlü Cemalleri.
İmam Hüseyin'in şehit edilişi ise Alevilikte şöyle alınır.
Tanrı yerleri ve gökleri yaratmadan evvel Ruhları yaratı.
O ruhlara eğitme görevini Şahı velayet İmam Ali'ye verdi.
Hani bizlere ne zamandan beri İslamiyet'i kabul ettin
diye sorduklarında " Elhamdiilüllah Kalu Beladan
BERi islamım" deriz. İşte Tann önce Nebilerin, sonra
Velilerin, daha sonra Erenlerin, Evliyaların. Aşıkların,
sadıkların ve Gaib erenlerin ruhlarını yarattı. Bunların
birliği sağlanarak Cem oldular. Hak yolunu kurdular. Bu
ruhları hak erenleri İmtahan'a götürdüler.
Bu yolun çok çetin ve engebeli olduğu anlatıldı. Fedakarlık
istendiğini söylediler. İşte Muhammed Ali er meydanı böylece
kuruldu. Levhİ Lalemin yazısı ile yazıldı. Her makamın
kapısı açıldı. Ruhlar gönül rızası ile ruhların kendi
inisiyatifi ile bırakılmıştır. Herkes başarabileceği işi
üslenmişlerdir.
Hz. Adem Cennetten çıkıp çile çekmeyi ve gözyaşını geçdi
Hz. İbrahim Narh yani ateşe atılmayı,
Hz. İsak Kesilip kurban olmayı
Hz. Musa Firavunla mücadeleyi.
Hz. İsa çarmıha gerilmeyi
Hz. Eyyüb vücudunu kurtların kemirmesi
Hz. Zekeriya'nın kesilmesi,
Hz. Yahya'nın hızırla biçilmesi,
Hz. Yakup evlat hasretini
Hz. Yusuf'un Zindanda çile çekmeyi,
Hz. Sultan Süleymanın varlık içinde yokluk oluşu,
Hz. Muhammedin kanlı zalim Kureyş ve Emevilerle mücadelesi,
Mamurun dan, Nesîminin yüzülmesi, Pir Sultanın asılması.
Nice Nebilerin ve Velilerin çile çekerek, fedakarlıklarını
görmekteyiz.
İmam Aliyel Murtaza ise Evlatların bu yola kurban vermeyi,
Varlık içinde yokluğu islamiyet yolunda göz yaşı dökmeyi,
gülmek yerine ağlamayı, neşe yerine çile doldurmayı, Zalimin
karşısında mazlumun yanında yer almayı benimsemiştir.
İlim, irfan, keramet, sabır ve cömertlik ile tüm seyitlerin
serdarı olmuştur.
Amma hiç bir Nebi ve Veli İmam Hüseyinin ruhu kadar cömert
davranmadı. Bu imtihana cesaret edemedi ve Üslenmedi.
Değerli Canlar,
Her bir binanın temelinde bir kurban vardır, islamiyet'in
ulu yolunda bir kurban gerekiyordu. İnsanlar kendi canlarını
mallarını ve benliklerini feda edebiliyordu. Amma o İmtihan
zorluklan ve şartlan bambaşka idi. Çünkü bütün dünyadaki
acılan, sızılan İşkenceleri, zulümleri dertleri, kahırlan
ve ızdırapları bağrında toplayan bir imtihandı.
Bu öyle bir imtihandı ki ne Nebiler, nede Veliler, ne
Erler, ne Evliyalar. Ne Enbiyalar bu imtihanı üslenmeye
gözleri kesmedi. Bu kolay yutulur lokma değildi. Çünkü
ismi üstünde "KERBELA ÎMTAHAN1" deniyordu. Ne
Nuh'un Tufanı, İbrahim Nar'ına, nede İsak'ın çarmıhına
benziyordu. İmam Hüseyin sonuna kadar bekledi. Keıbele
imtihanına kimse yaklaşmıyordu. Her ruh makamına çekilince.
imam Hüseyinin Ruhu İmtihan sahasına geldi ve Kerbela
levhasının önüne dikildi.
" Ya rab, ben bu makamı ve imtihanı üslenerek, Zalimin
zulmüne karşı üsleniyorum. Canım, Serim, varım, malım,
Mülküm, Evladı, eyalimi ve tüm sevdiklerimi senin yoluna
olan İslam yolunu ve sevdiğin insanlık uğruna feda etmeyi
tüm benliğimle ikrar ediyorum" deyince Hak dan şu
nida geldi.
"Ya Hüseyin sen ne yücesinki, sen ne cömertsin ki
benim en sevdiklerimin üzerinde etmeye bile cesaret edemedikleri
Kerbela imtihanının üslenmeye kalkışırsın" ya Hüseyin
iyi düşün o makam benim makamımdır. Çok çok zordur. Demirden
leblebi, ateşten gömlektir. Ne yiyebilirsin, ne giyebilirsin.
Ya Hüseyin bu imtihana gelme gelme, gelenin canı dönenin
imanı gider" deyince İmam Hüseyin bu Tanrıya şu dilekte
bulunur.
" Ya rab candan serden geçtim sana ikrar verdim,
ikrar imamındır. İşte can işte ser sana ulaşmak ancak
böyle gerçekleşir."{ İndide, Tevrat da, Zebur ve
Kuranda) geçmektedir. İmam Hüseyin Atasının mirasını korumak
için yezide baş kaldırdı. İkranndan verdiği sözden dönmedi.
Şehitler Sultanı İmam Hüseyin Oldu. |
|
|