|
Kader dostum olan Ali Sefadan bir Mektub aldım. Kahır
ve sitemle bize ne oldu diye soruyor?
Bir Arzu hal yazdım ulu divana
Hak olmayan kul kadrini ne bilir
Kamil Mürşitden destur almayan
Acı söyler dili kadrini ne bilir
Münkür münafıklar oturdu posta
Mürşitler kan ağlar rehberleri yasta
Bir name yazayım ol yüce dosta
Kağıt kalem pul kadrini ne bilir
Inkarcı sürüsü hep katar katar
Şah Hüseyini alıp mervana satar
Ayıya gül versen kıçına tutar
Hayvan olan gül kadrini ne bilir
Diye sesleniyor Ehlibeyt dostu Ali Sefa.
Sevgili Dostum,
Kahırlanmana üzülmene gerek yok. Bizler Üzerimize düşen
görevi en iyi bir şekilde yerine getirdik. Hiç bir kimseye
hakaret etmeden incitmeden doğruları yazdık ve söyledik.
Inancımızın gerekeni yerine getirdik. Hiç bir siyasi
kurumun, partinin etkisinde kalmadan.
Bizler sınıfsal mücadele veriyoruz diyerek. Bizler kuşatma
altına alanların sonu hüsranla sonuçlanmıştır. Bilirsinki
Ehlibeyte yapılan zulümler, Denizler, mürekep, bütün
ağaçlar da kalem olsa yazmakla bitmez. O´nun için insanın
evrensel değerlerde insan olması yeterlidir. Kamillik
mertebesine erişmesidir.
Sevgili Dostum,
Aleviliği ne söndürür demiştim başlıkta;
Şimdi iyi dinle. Bizler gerçek ilim dergisini laf olsun
diye yayın hayatına son vermedik. Bizleri kuşatma altına
alan AABF ve diğer Yayın Organlarına bir fırsat verdik.
Fakat sende Görüyorsunki bunlar bunun bilincinde bile
değiller. Iki yıldır bu boşluğu bile dolduramıyorlar.
Dolduramazlar çünkü davalarına gerçekten inanmış değiller.
Alevilik adı altında başka telden saz çalmaktalar samimi
değiller.
Sevgili Dostum,
Bir insanın ve kültürün kurumlarını yaşatmanın temelinde,
o inanca ve kültüre saygı duyan ve yaşatmak isteyen,
yığınların aydınlatılması ile olur. Bu yığınlara önderlik
eden kadrolar her şeyden önce kendisini aşmak ve silmesi
gerekir. Nefis esirliğinden kurtulmaktır.
1. Önder kadrolar bilimsellikten, akılcı eğitimden uzak
iseler, kıskançlığı, bencilliği, egoistliği, yalancılığı
ve iki yüzlülüğü meslek etmişlerdir!..
2. Dernek başkanı veya Şube Başkanı, sözde koordinatör
kendi keyfine göre hareket ederek, halkın susuzluğuna
çare ve çözüm üretemiyorsa, bilgi ve becerisizliğini
eline yüzüne bulaştırarak, onurlu insanlara çamur ve
iftira ediyorlarsa!..
3. Nefsine esir düşmüş bir Dede veya yöneticiler kendilerini
her şeyin üzerinde görerek Alevi ahlak ve kurallarına,
Adalet ve Hukuka saygılı değillerse, Hem kendilerini
hem de Aleviliği söndürürler.
Hz. Ali kendi otoriter döneminde, en çok kurallara saygı
duyan ve uyan bir devlet adamıdır. Bilim adamlarına,
sanatçılarına aydınlara en büyük değer verendir. Ne
hikmetse günümüzde ufak bir göreve gelen, en yakının
becerisine tahamül edememekte. O şahsın seviyesine erişemediği
için, onun becerisinden faydalanmasında içine sindiremez.
Isterlerki bu aydınlar bunların emrinde oyuncak olsun.
Şahsiyeti ve onuru önemli değildir.
Şahsiyetli ve onurlu bir aydın elbetteki böyle ufak
şeylere tenezül etmez. O ne koltuk peşindedir, nede
mevki o hak ile halkın yanındadır. Sevgili Dostum
|
|